{ "title": "Hıçkırık", "image": "https://www.mide.gen.tr/images/hickirik.jpg", "date": "20.01.2024 12:45:32", "author": "Nülifer Çembertaş", "article": [ { "article": "Hıçkırık; Göğüs boşluğu ve karın boşluğunu birbirinden ayıran diyafram kasının birden kasılması ile glotis adı verilen ses telleri arasındaki açıklığın istemsiz şekilde kapanması ve buna bağlı olarak nefes alışverişi sırasında tipik tipik bir sesin çıkması olayına halk arasında hıçkırık denir. Tıp dilinde 'singultus'' olarak tanımlanmıştır.

Hıçkırığın birçok nedeni vardır; bunlardan en yaygın olanı midenin aşırı şekilde gerilmesidir. Psikolojik sıkıntılar, hava yutma, mide yüzeyinin tahrişi, çeşitli metabolizma düzensizlikleri bu gerilmeyi tetikleyerek hıçkırığa neden olur. Birden ve hızlıca yemek yemek ile alkol sigara kullanmanın da hıçkırığa neden olduğu bilinmektedir. Fakat yemek ve alkol sonrası hıçkırıklar mide rahatlayınca kendiliğinden geçerler. Uzun süre ağız açık gülmek de hıçkırığa neden olan bir diğer etmendir, Gülerken içe çekilen derin bir nefes aynı zamanda bol miktarda hava yutmak anlamına gelir. Bu da hıçkırığa neden olur. Ama bu tarz hıçkırıklar uzun karakterli değildirler.
Halk arasında diyafram kasılmalarını kesintiye uğratarak hıçkırık oluşumunu önlemeyi amaçlayan çeşitli yöntemler geliştirilmiştir; bunlardan en bilineni kişinin elinden geldiği kadar uzun süre nefesini tutmasıdır. Tam hıçkıracağı anda dik durarak yutkunmanın da hıçkırığı geçirdiği bilinmektedir. Yine halk arasında su içmenin, küp şeker emmenin, torba içine soluk alıp vermenin, dili çekmenin, buzlu su ile gargara yapmanın, hıçkıran kişiyi korkutmanın ya da tiksindirmenin hıçkırığı kestiği söylenmektedir.

Uzun süre geçmeyen hıçkırık; Mide tahrişi ve metabolizma rahatsızlıklarına bağlı olan hıçkırıklar ise uzun sürebilir. Çok uzun süren ve ağır gidişli hıçkırık olgularında diyafram sinirine cerrahi müdahale girişiminde bulunulur. Bir aydan uzun süren hıçkırığın kilo kaybı, aşırı halsizlik, uykusuzluk gibi başka şikâyetlere neden olduğu bilinmektedir. Uzun süre geçmeyen hıçkırık şikâyetleri erkeklerde daha sık görülen bir durumdur. Geçmeyen hıçkırıklar diyafram kasındaki sinirlerde meydana gelen zedelenme, tümör, kist, guatr, larenjit gibi hastalıkların sonucu olarak ortaya çıkabilir ya da merkezi sinir sistemini etkileyen MS, menenjit beyin travması ile karaciğerde gelişen kistler, kalp büyümesi, mide kanseri, bağırsak tıkanıklığı, böbrek fonksiyonlarında azalma ya da böbreklerde çok hızlı çalışma gibi metabolizma rahatsızlıkları da hıçkırığa neden olan önemli hastalıklardır. Uzun süren hıçkırık kesinlikle bir hekim tarafından tetkik edilmelidir. Kalp krizine neden olabilir. Ayrıca yakın zamanda geçirilen operasyonlar ve kullanılan ilaçlar da yan etki olarak hıçkırığın ortaya çıkmasına neden olabilir.
Bazen hıçkırığa neden olan faktörler bulunamaz örneğin neden hıçkırdığı tespit edilemeyen Charles Osborne 69 yıl boyunca hıçkırarak tıp tarihine girmiştir.

Strese bağlı olarak gelişen hıçkırık; Psikolojik faktörlerden kaynaklı mide sinirlerinin gerilmesi ve kişinin strese girdiği anlarda ortaya çıkan hıçkırık türüdür. Duygusal faktörler, kaygı, endişe, korku gibi stres yaratan çevresel şartlar diyaframı etkileyen hormonların salınmasına neden olur. Hormonların aşırı salınması ile diyaframdaki kasılmalar tetiklenebilir. Yine gerginliğin mideye vurması mide kaslarının gerilmesinin bir sebebidir. Strese bağlı hıçkırık şikâyeti yüzde 93 oranında kadınlarda görülmektedir. Özellikle adet öncesi gerginliğin bir sonucu hıçkırık ortaya çıkabilmektedir. Erkeklerde ise bu oran yüzde 7 kadardır. Bazı kişiler hipnoz ile tedavi edilebileceğini söyleseler de bu yöntem doktorlar tarafından önerilmez. İlaçla tedavi, psikoterapi ya da akupunktur gibi yöntemlerden uygun olanı doktor tarafından belirlenmelidir.

Gebelik sürecinde hıçkırık; Bebeğin gelişimi sırasında anne vücudu genişlemeye başlar. Yine de 4. Aydan sonra bebek iç organlara baskı yaparak diyaframın kasılmasına neden olabilir. Gebelikte oldukça yaygın bir durumdur. Anne adayları telaşa kapılmamalıdır. Rahat bir yere geçerek bebeğin diyafram üzerindeki baskısını azaltmak, uygun pozisyonu bulmaya çalışmak ve nefes egzersizleri ile solunum sistemini düzenlemeye çalışmak rahatlamaya yardımcı olur. Fakat 2 saatten uzun süren hıçkırık için aile hekimi aranmalıdır.
" } ] }