Mide kasılmaları, her hastada farklı büyüklükte olabilir. Ağrı genellikle epigastriyum adı verilen, kaburgaların altı ile göbek arasında kalan bölgede hissedilir.

Mide spazmı, midenin veya başka bir organın organik bir hastalığı olabilir. Bu durumda, spazm ikincil mide spazmı olarak adlandırılır ve bir başka hastalığın belirtisi olabilir. Örneğin, midede ülser, kanser veya akut gastrit gibi hastalıklar mide spazmına yol açabilir. Ayrıca, mideyle nörovejetatif ilişkisi olan bir başka organın, örneğin onikiparmak bağırsağının hastalığı da mide spazmına neden olabilir. Bu tür hastalıklar sinirsel refleks yoluyla midenin hareket, kasılma-gevşeme yeteneği üzerinde bir etki yaratır.

Midenin anatomisindeki bir bozukluğa doğrudan dayanan spazma ise birincil mide spazmı veya esansiyel mide spazmı denilir. Bu durumda organik bir hastalık rol oynamaz. Bu tür mide spazmları, mide nevrozu (sinirsel sindirim bozukluğu) veya mide ve bağırsakların son derece duyarlı olan nörovejetatif sinirleri alanındaki bir bozukluktan kaynaklanabilir.

İkincil mide spazmı, kendisinin meydana gelmesine sebep olan organik hastalığın çerçevesi içinde incelenir. Oysa birincil mide spazmı, kendi başına ve genellikle birdenbire ortaya çıkar. Epigastriyum bölgesinde duyulan şiddetli ağrılar, daha sonra göğüs kafesine ve sırt bölgesine yayılabilir. Bu ağrılar genellikle kramp türü ağrılardır. Ağrı çok arttığında, bir an kalp durabilir ve damar çeperleri kasılabilir, yani anjiyospazm olabilir.

Damar çeperi kasılması, en çok deriyi besleyen damarlarda görüldüğünden hastanın rengi birden solar. İvegen mide spazmıyla birlikte çoğu zaman mide bulantısı, geğirme ve kusma gibi belirtiler de görülür.

Hasta kriz durumunda incelendiğinde, karın boşluğu çeperinin epigastriyum bölgesinde sertleştiği anlaşılır. Ağrıyan noktaya baskı uygulandığında ağrı biraz hafifler; bu nedenle hasta yüzükoyun yatmak isteyebilir. Kriz süresi çeşitli olabilir; kriz aç veya tok karnına gelebilir. İki kriz arasında günler, bazen aylar geçebilir. Aralarda hasta midesinde hiçbir acı veya ağrı hissetmez. Aşırı vücut yorgunluğu, ani iklim değişiklikleri, adet gecikmesi ve aşırı duygulanma gibi faktörler kriz getiren nedenlerdendir.

Mide spazmı bazı hastalarda mide ve bağırsakların yalnızca bir kesiminde görülebilir. Bu da kardiyospazm ve pilorospazm olarak iki çeşittir. Birincide kasılan kardiaz, yani yemek borusunun mideye açıldığı nokta, ikincide ise pilor, yani mideden onikiparmak bağırsağına geçilen noktadır. Kardiyospazm da mide spazmı gibi birincil ve ikincil olarak ikiye ayrılır.

Mide spazmı birçok insanın sorunudur. Genellikle yemek sonrası oluşan bu spazmın birçok nedeni olabilir. Bunlardan ilki beslenme alışkanlığıyla ilgilidir. Hızlı yemek yeme ve yemek sırasında çok konuşmak, hastaların hava yutmasına yol açar ve böylece mide içindeki hava miktarı artar. Bu durum şişkinlik hissine neden olabilir. Ayrıca, şişkinlik midenin boşalmasında gecikme ve tembellik belirtisi olabilir.

Uzun süreli ve düzenli şişkinlik şikayetleri olan kişilerin bir uzmana başvurarak bu durumu araştırması gerekir. Örneğin, şeker hastalığı mide boşalmasıyla ilgili sorunlar ortaya çıkarabilir. Gaz ve şişkinliğin hiçbir nedeni olmayabilir. Bu durumlar sık görülmeyen durumlardır. Genellikle hekimlere sadece şişkinlik şikayetiyle başvuran hastaların, özellikle de kadınların son bir yıl içinde belirli bir kilo alma durumu gözlemlenir.

Kilo alma nedeniyle sürekli göbek üzerinde mide bölgelerinde şişkinlik hissedebilirler. Üç-dört kilo verdiklerinde bu şişkinlik hissinin kaybolduğu görülür. Yani şişkinlik sadece mideye bağlı bir sağlık sorunu değildir. Birçok etken şişkinliğin nedeni olabilir. Sık yemek yeme alışkanlığı da sindirim sistemine zarar verir.

Sürekli atıştırmak yerine düzenli olarak öğünlerini yiyen insanlarda bu tip sorunlara çok daha az rastlanır. Psikolojik etkenlere bağlı olarak da bu tip sorunlar görülebilir. Gaz çoğu zaman bir algılama bozukluğu olarak da şikayete dönüşür. Bazı insanlar "çok yedim, midem şişti" diye olayı algılarken bazıları "midem garip bir şekilde şişiyor" diye düşünür.

Tedavi için spazmı fiziksel olarak yok edecek yöntemler kullanılır. Bunlar arasında sıcak su kesesi koyma, derine sıcaklık veren bir diyatermi uygulama gibi yöntemler ve atropin, hatta morfinle atropin gibi ilaçlar bulunur. Bunlar spazmı açınca, yani kasları gevşetince, ağrı kendiliğinden hafifler.

Kriz gelmesini önlemek için kasların nörovejetatif gücünü düzenleyici ilaçlar, örneğin belladon, papaverin, bromür, valeriyan ve lünal esaslı ilaçlar verilir. Hastaya fazla fiziksel yorgunluktan ve aşırı duygulanmalardan kaçınması öğütlenir.